Devletlerin demokrasi anlayışları, her vatandaşın bağımsız iradeye ve düşünce hakkına sahip olduğunu gösteren özgürlükleri sayesinde ortaya konulur. Çağdaş demokrasi, bireylerin düşünce ve davranış özgürlüğüne ortam yaratmaya çalışmaktadır. İnternet de, insanların duygu ve düşüncelerini, özgün materyallerini rahatlıkla paylaşabildiği, kendi doğrularını savunabildiği bir ortamdır. Sanal ortam, bu yönüyle bir toplumun demokrasi yönünden gelişmişliğini göstermeye yeterlidir.
Özgür bir paylaşım ortamında, kuşkusuz art niyetlilerin olma ihtimâline karşı belli kısıtlamaların yapılması gereklidir ve doğrudur. İnsanların birbirlerinin haklarına müdahale etmeden, başkalarının düşüncelerine saygı duyarak doğrularını paylaşmaları kuşkusuz önemlidir. Bunu sağlamak için öncelikle toplumun demokrasi, vatandaşlık ve çağdaşlık anlayışını geliştirmek gerekir. Bu ortamı katı kurallar ve kısıtlamalarla sağlamak, günümüzüneğitim anlayışına da aykırıdır.
Cinsel içerikli sitelere, emeksiz para kazanılan kumar sitelerine, vahşet sitelerine veya herhangi bir düşüncenin progpagandasını yapan sitelere girmeyi alışkanlık hâline getirmiş bir kişi, kuşkusuz sigara, alkol veya uyuşturucu bağımlısı bir fert gibi yasaklara aldırmadan içindeki ihtiyacı doyurmaya çalışacaktır. Bunun için yasal olmayan yollara başvuracak, DNS ayarlarıyla veya türlü proksi araçlarıyla telekomun engellemelerini aşmaya çalışacaktır. Yasak zehir, baldan bile tatlıdır. Onun için, engellenmiş bireyler zararlı olan içeriğe ulaşmak için daha fazla çaba sarf edeceklerdir.Bir öğretmen, sınıftaki tüm öğrencilerinin çağdaş, yaratıcı ve özgün düşünebilmesi için öyle bir ortam yaratmalıdır ki; öğrenciler arkadaşlarının düşüncelerine saygı duyarak ve onların haklarını gasp etmeyerek çekinmeden doğrularını paylaşabilsinler. Bu ortamı yasaklar, sınırlamalar ve türlü katı kurallarla yerleştirmeye çalışan öğretmen, kuşkusuz başarısız olacaktır. Başarısızlığın ötesinde, bu çağdaş eğitim anlayışına aykırıdır ve anayasada ifadesini bulan “düşünce ve vicdan özgürlüğü”ne de ters düşecektir. İşte bu durum, tıpkı internetteki sınırlamalara benzemektedir. Kısıtlamalar ve yasaklarla insanların eğilimi değiştirilemez; aksine pekiştirilir.
22 Ağustos‘ta uygulanacak internet sansürü, kişilerin düşünce özgürlüğünü kısıtlayacaktır. Herkes üç farklı filtre türünden birini seçmek zorunda bırakılacak ve internet özgürlüğümüz elimizden alınacaktır. Zaten topluma zararlı alışkanlık kazandırabilecek, düşünce istismarı yapılan, topluma maddi veya manevi zararlar veren siteler, mahkeme kararıyla erişime kapatılmaktadır. Şimdi bunu, belli sözcükler üzerinde yoğunlaşarak tüm siteler için geçerli kılmak, ancak İran veya Malezya gibi yasakçı ülkeler için geçerlidir ve öyle kalmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder